Pzt - Cumartesi 9.00 - 19.30

0 (212) 247 27 69

Güzelbahçe sok. Seren apt. 18/4 K.2 Nişantaşı

Top

Neden Çikolata Krizleri Yaşarız?

Bazılarımız kelimenin tam anlamıyla “çikolata krizleri” yaşayabiliyoruz! Böyle anlar yaşadığını iddia eden kişiler, çikolata bulamayınca daha keyifsiz, mutsuz ve hatta sinirli olduklarını iddia ediyorlar! Peki bu durumun aslı astarı var mıdır? Gerçekten çikolata krizleri yaşanılabilir mi? Söz konusu durumun bilimsel bir açıklaması olabilir mi? Evet! Çikolatanın içerisinde bir değil birden çok farklı madde, beynimizde salgılanan nörotransmitterlerin (sinirsel haberci moleküller) miktarını ve türünü değiştirerek, bizim “çikolata krizi” şeklinde adlandırdığımız duruma sebep oluyor! Daha basit bir bakış açısıyla çikolata bağımlılığı; sigara bağımlılığı ve kokain bağımlılığının beyinde tetiklediği mekanizmayla aynı şekilde işliyor! Çikolatanın etkisini anlamak için farklı bir açıdan ele alalım. Ne kadar fazla salya üretimimiz olursa yediklerimizden o kadar fazla tad ve zevkalacağız. Ağzınızdan kolay kayıp giden yumuşak veya kolay eriyen gıdalar tat alma duyularımızı kaplar. Örneğin tereyağı, salata...

Her Sene Kaç Kişi Diyet Yapıyordur

Kimler “diyette” görelim.. Ya da kaçımız doğru ve sağlıklı yapıyoruz ?   Zayıflamak adına uygulanan yöntemler sağlık açısından çok önemlidir. Maalesef yanlış metodlar uygulanarak yapılan diyetin faydadan çok zararı olabiliyor. Hatta bu o kadar önemlidir ki bazen yanlış bir diyet (beslenme düzeni) sizi ömür boyu istemediğiniz bir (katı) diyete uymak zorunda bırakabilir. Ayrıca kişiye özel hazırlanmayan bir beslenme menüsünün stres artışı, halsizlik, enerji düşüklüğü ve bazen de bağışıklık sisteminin zayıflaması gibi birçok farklı olumsuz etkisi olabilmektedir. Toplumda diyet algısı Diyet yapmak artık o kadar yaygınlaştı ki düzenli bir şekilde tekrar tekrar hobi niyetine tekrar tekrar başlayıp bırakanların artık herkesin çevresinde olduğuna eminim. Yanlış anlaşılmasın 3-5 kg alıp vermek için tekrar bir uzmandan destek alanların sağlıksız birşey yaptıklarını düşünmüyorum, fakat belli aralıklar ile 20-30 kg verip tekrar alma döngüsüne girenler...

Kan şekeriniz ilişkinizi nasıl mahvedebilir?

Çoğunuzun ilişkilerlerle kan şekerinin ne alakası var dediğini duyar gibiyim. Ben ise bu cümleye hiç yabancı değilim. Özellikle lisans tezini evlilik ve kilo alımı ilişkisi üzerine yapmış biri olarak kan şekerinin ilişkinizi direkt olmasa da kan şekeri hormon seviyelerini, stres düzeyini ve sinirlilik halini hızlıca etkileyebildiğini söyleyebilirim! Hepimiz öğlen yemeklerini yiyemeyip etrafta fırtına estiren agresif insanlar tanıyoruzdur.Hiçbir uyarıya gerek olmaksızın karınları aç olan bu insanlara bulaşmamamız gerektiğini içgüdüsel olarak biliriz. Guruldayan bir karnın anlamı kan şekerindeki düşüş demektir ve çoğumuz bunun sorun demek olduğunu acı verici şekilde tecrübe etmişizdir.Ama kan şekerinin getirdiği sinirlilik hali düşündüğümüzden çok daha fazla ilişkilerdeki sorunlarla bağlantılı olabilir mi? Araştırmalar ne diyor.. 2014 yılında yapılan bir araştırmada, farklı bir araştırma metodu ile bu sorunun üzerine gidildi. Araştırmacılar kan glikozu (diğer adıyla kan şekeri) ve...

Kilolarla Savaşmaktan Yoruldunuz Mu ?

Sakın stres olmayın. Bu yazının amacı sizleri strese sokmak değil. Tam tersine, bazı konulardaki algılarınızı geliştirip sizin özgüveninizi arttırmak ve bedeninize ilişkin olarak daha yüksek bir düzeyde farkındalık yaratmaktır. Hepimiz “Beden Kitle İndeksi” (BKİ) Mağdurlarıyız Dikkat edilmesi gereken bir konu var: Biz beslenme uzmanlarının sıkça ağzımızdan düşürmediği ve hala obezite teşhisinde tek resmi ölçümleme metodu olarak kabul edilen Beden Kitle İndeksi (BKİ), aslında güncelliğini epeyce yitirmiştir. Eğer BKİ’yi “ciddiye” alırsak, Brad Pitt ve George Clooney’i bile kilolu sınıfına koymamız gerekir. “Bu haksızlık” dediğinizi duyar gibiyim. BKİ’ye güvenmeli miyiz? Bu, çok ciddi bir tartışma konusu. 1830’larda Belçikalı L. Adolphe Quetelet tarafından “icat edilen” BKİ (Quetelet Index), şimdilerde de hala yaygın bir şekilde kullanılıyor. Çoğunuzun bildiği gibi, normal kilo aralığındaki bir kişinin 18.5-24,9 BKİ aralığında olması gerekmektedir. Bu ölçüm, her ne...

Rejim ve Cinsiyete Göre Bakış Açısı

Zayıflamak için rejim yapanlarda cinsiyet farkı kalkıyor Bazıları diyet yapmayı “erkeklik”ten uzak, kadınsı bir davranış bulabilmekteydi. Bundan 15-20 sene önce yapılan sosyolojik araştırmalarda erkeklere sorulduğunda; diyet yapmayı “erkeğe yakışmayan bir davranış” olarak görenlerin kilo kaybı için egzersize yöneldikleri bulunmuştur (Germov ve Williams 1996). Bugün hala kadınlar için  “Nişantaşı’na diyetisyene gidiyorum” demek bir keyif ve rahatlama duygusu taşırken, erkekler için bu bayağı sıkıntılı bir cümle olabilmekte, “bir spor salonuna gidiyorum” demek daha korunaklı gelebilmektedir. Artık rejimde olan erkekler artıyor! Uzun yıllardır kadınlarca popüler olan diyet yapma veya diyetisyene gitme alışkanlığı, erkekler tarafından yadırganıp “kadınsı” bulunabiliyordu. Ancak, sevinerek ve kendi gözlemlerime dayanarak söyleyebilirim ki bu tutum yavaş yavaş kırılmaktadır. Zamanla, sağlıklı yaşam anlayışlarının yaygınlaşması ve erkeklerde de bedensel sağlık bilincinin gelişmesiyle artık  daha sağlıklı olmak için diyetisyene başvuran erkekler, çevrelerindeki toplum tarafından...

Doğru Uzman ve Yöntem Bulmak için Tavsiyeler

“Sadece güneşli günlerde yürürseniz, hedefinize asla varamazsınız.” – Paulo Coelho Danışanlarıma yaklaşım tarzım tamamen kişiye özel olması! Eee..”Herkes artık bunu dilinden düşürmüyor” diyeceksiniz. ! Gözlemleyebildiğim kadarı ile bunu tam anlamı ile başarabilen uzman sayısı henüz yeterli değil. Nedense çoğu zaman bu söz lafta kalıyor. Ben “gerçekten” kişiye özel menüler planlayabilmek için bazen bir kişiye 90 dk ayırıp yaşam tarzını didik didik etmem gerekiyor. Sonucunda iki tarafında da içine sinen güzel bir sürece başlıyoruz ve başladığımız güzellikte başarı ile sonlandırıyoruz. Kişiye özel kelimesi lafta kalmamlı ! Öğrenci olduğum dönemlerde ülkemide artan spor ve beslenme sevdasını gözlemleyip uzmanlığımı bu özel alanda yapma kararı aldığım gibi kendimi yurtdışında’da buldum. İngiltere’de tamamladığım SPORCU BESLENMESİ yüksek lisansı ve Amerika’dan sınav ile hak kazandığım “onaylı spor ve beslenme uzmanı (CISSN)” olmam danışanlarıma güncel bilimsel gelişmeler ışığında yönlendirmelerde...

Kilo Alarak İsraf Ekonomisine Katkıda mı Bulunuyoruz?

Normal kiloda olanların, “bu konudan bana ne” diye söylendiğini duyar gibiyim. Ama durun: Hepimiz aynı gemideyiz ve bu yüzden onu herkesi ilgilendiriyor. Obezite Ekstrası Havayolu şirketleri bile, obez müşterileri için extra ücret talep edilmesini tartışıyorsa, obezite tüm toplumu etkileyen bir olgu halini çoktan almış demektir. Bir beslenme uzmanı olarak örneğin sigara tüketiminin veya ekosistemin bozulmasının çok  daha ciddi  sorunlara neden olduğunu, çözüm çalışmalarının da çok masraflı olduğunu biliyorum. Ancak obezite de çok ciddi bir boyut kazanmış durumda ve mutlaka ulusal ölçekte ele alınması gerekiyor. İngiltere’deki gelişmeler NHS (İngiliz Sağlık Hizmetleri) fazla kilo ile ilgili hastalıklara yılda 5 milyar Sterling (yaklaşık 18 trilyon TL) harcıyor. Bu miktar, her ne kadar İngiltere’nin gayri safi milli hasılasının çok küçük bir bölümünü oluştursa da halkın bazı kesimlerini gene de rahatsız ediyor. Özellikle İngiltere’de sağlık...

Cemal Bey’in Başarılı Zayıflama Öyküsü

İsim : Cemal Dayıoğlu Önceki Kilo : 105 kg Şimdiki Kilo : 69 kg Önceki Yağ % : 32 Şimdiki Yağ % : 9 Süre : 8 ay Boy : 166 cm Yaş : 31 Meslek : Erkek Kuaförü Günümüzün en büyük sorunu obezite’yi yenen birinin başarı hikayesi: Cemal Bey’in hikayesi onun 2004 yılında talihsiz bir trafik kazası geçirmesiyle başlıyor. Kaza sonrası fizik tedavi gördüğünden haftalarca hareketsiz kalmış. Bu dönemde yeme düzeni bozulan Cemal Bey hareketsizliğinin de etkisi ile hızlıca kilo almış oldu. Böylece vücudunda ciddi bir yağ artışı meydana geldi ve 6 ay içerisinde 25 kg aldı. Hızlı kilo artışı Cemal Bey’e sağlık sorunları yaşatmaya ve yaşam kalitesini de düşürmeye başlamıştı. Kilo verme kararı O dönemden bugüne kilo şikayeti ile yaşayan Cemal Bey, bana danışması ile hayatının bu kadar olumlu değişiceğini ne o ne de ben...

Çocuk Obezitesine Karşı Çözüm: Yasal Düzenlemeler!

Çocukların genelde evdeki besinlerden aldıkları kaloriden çok daha fazlasını dışarda satın aldıkları yiyeceklerden aldığı araştırmalar sonucunda saptanmıştır. Buna bir çoğunuzun da katılacağını düşünüyorum. Çok disiplinli veya bilinçli bir ailede büyüyen çocuklar ev dışında yediklerine dikkat etmektedirler ki bu oran toplum içerisinde çok küçüktür. Bilinçli bir beslenme alışkanlığı olmayan diğer çocuklarımız ise marketlerde satılan içeriği şeker, tuz ve yağ ile doldurulmuş yapay ürünleri tüketmeye mahkum bırakılmaktadır. Bilinçli olmaları neyi değiştirir o da tartışılabilir çünkü marketlerde satın ürünlerin çoğu sağlıksız besin sattığı için bir nevi çocuklarımızı kaçınılmaz bir sona sürüklüyoruz. Kilo alma! Obezite Çağı Kapıda Obezite çağı kapımızda demiyorum içeri girdi bile! Her ne kadar ülkeler sağlıklı yaşam için çabalayıp kampanyalar yürüte dursun, son 30 yılda hiçbir ülkede obezite oranlarını düşürmeyi başaramamışlardır. İnsan ırkı 10 binlerce yıl içerisinde doğada hayatta...

YEDİĞİMİZ TAVUKLAR SAĞLIKLI MI?

Geçen hafta Diyetisyenler Günü (6 Haziran) münasebeti ile bir tavuk firmasının sponsor olduğu bir yemeğe katıldım. Benim için güzel bir geceydi, eski arkadaşlarımı ve meslektaşlarımı görmüş oldum. Burada sizleri ilgilendiren kısım ise tavuk tüketimi ve tavuk yetiştiriciliği ile ilgili olan kısmıdır. Tavuk hiç tartışmasız insanoğlunun binlerce yıldır tükettiği ve besin değeri olarak da çok zengin olan bir gıdadır. Protein açısından zengin olması dışında yağ oranı da çok düşüktür. B3 ve B6 vitaminlerinden de zengin olup enerji metabolizmasını da desteklemektedir. Hem tok tutan bir besindir hem de kalorisi fazla değildir (100 gramı yaklaşık 200 kalori) bu sebeple diyet yapanların da favori besinlerindendir. Peki tavuk tüketmek sağlıklı bir tercih midir? Bunu hiç düşündünüz mü diye sormayacağım çünkü son yıllarda basında ve televizyonda çıkan haberlerden sonra muhakkek içinize bir kurt düşmüştür. Ben...