* Kan şekeriniz ilişkinizi nasıl mahvedebilir?
Çoğunuzun ilişkilerlerle kan şekerinin ne alakası var dediğini duyar gibiyim. Ben ise bu cümleye hiç yabancı değilim. Özellikle lisans tezini evlilik ve kilo alımı ilişkisi üzerine yapmış biri olarak kan şekerinin ilişkinizi direkt olmasa da kan şekeri hormon seviyelerini, stres düzeyini ve sinirlilik halini hızlıca etkileyebildiğini söyleyebilirim!
Hepimiz öğlen yemeklerini yiyemeyip etrafta fırtına estiren agresif insanlar tanıyoruzdur.Hiçbir uyarıya gerek olmaksızın karınları aç olan bu insanlara bulaşmamamız gerektiğini içgüdüsel olarak biliriz. Guruldayan bir karnın anlamı kan şekerindeki düşüş demektir ve çoğumuz bunun sorun demek olduğunu acı verici şekilde tecrübe etmişizdir.Ama kan şekerinin getirdiği sinirlilik hali düşündüğümüzden çok daha fazla ilişkilerdeki sorunlarla bağlantılı olabilir mi?
Araştırmalar ne diyor..
2014 yılında yapılan bir araştırmada, farklı bir araştırma metodu ile bu sorunun üzerine gidildi. Araştırmacılar kan glikozu (diğer adıyla kan şekeri) ve saldırganlık arasındaki doğrudan ilişkiyi belirlemek için 107 evli çifti 21 günlük eğitim kampına aldılar. Araştırma yanı zamanda Ulusal Bilimler Akademisi (National Academy of Sciences) Raporları’nda yayınlanmıştır.
İlk olarak çiftlerden evliliklerindeki tatmin seviyesini değerlendirebilmek için ilişki anketini tamamlamaları istendi. Bu da araştırma ekibinin evliliğin ne kadar “sallantılı” olmaya başladığı gibi değişkenler üzerinde kontrolün sağlanmasına yardımcı oldu. Ayrıca kıstas olması amacıyla deneye katılan herkesin kan şekerlerini ölçtüler ve 21 günlük araştırma boyunca buna devam ettiler.
Araştırmacılar kan şekerindeki azalmanın sürekli olarak eşler arasında artan saldırganlıkla bağlantılı olduğunu öne sürdüler.Saldırganlık iki türlü tanımlandı: agresif dürtü ve agresif davranış. Burada uzmanlar düşüncede ve harekette olan saldırganlığı tanımlamaya çalıştı. Saldırganlık çok nadir bir şekilde sebepsizce olabilmektedir. Genelde öncü olan bir düşünce dürtüsü vardır, bu dürtü harekete geçmeden hemen önce oluşmasa bile, zaman içerisinde yoğunlaşmaktadır.
Araştırmanın ilginç yanı..
Saldırgan dürtüyü test etmek için araştırmacılar katılımcılara bir peluş bebek ve 51 iğne verdiler, eşlerine ne kadar kızgın olduklarını göstermeleri için her gece bebeğe ihtiyaçları olduğu kadar iğne batırmalarını söylediler. Ufak tartışmaların yaşandığı günler sadece birkaç iğne batırılsa da, “Çocukların gözlerini ve kulaklarını kapa” tarzı tartışmaların olduğu günlerde kafaya batırılan iğne sayısı 51’i bulduğu oldu.
Saldırgan davranışları test etmek için, araştırmacılar eşlerden yirmi beş parçalı görevden oluşan yarışma sırasında kulaklık takmalarını istediler.Her görevin ardından, kazanan kaybedene kulaklıklar aracılığıyla gönderdiği sesle ne kadar yüksek sesle ve ne kadar uzun süre öfkeleneceğine karar veriyordu.
21 günün sonunda çok sayıda delik deşik olmuş peluş bebek ve çınlayan kulak vardı. Hipotezin doğruluğu kanıtlanmıştı. Düşük seviyedeki kan şekeri eşlerin daha çok delik açmasına ve eşlerin birbirlerine kulaklıkla daha uzun ve daha yüksek sesle öfkelenmelerine yol açtı.
Araştırmanın sonucu..
Araştırmanın tabiki çiftlere faydalı olabilecek sonuçları da çıktı. İlk olarak, Ohio State Üniversitesi Psikoloji ve İletişim Profesörü ve araştırmanın başyazarı Brad Bushman’ın alıntı yapacak olursak, “Eşinizle zor geçecek bir konuşma yapmadan önce, aç olmadığınızdan emin olun.” Söylemesi kolay ama yapması zor.
Obur bir beyin ve ilişkiye etkisi
İkinci olarak, beyinlerimiz enerji oburu olduğunu biliyor muydunuz? “Beynimiz vücut ağırlığımızın yüzde ikisi kadar olsa da, günlük alınan kalorinin yüzde yirmisini tüketmektedir. Konu enerji olduğunda beynimiz son derece talepkâr bir organdır.” diye ekliyor Bushman. Beynimiz enerji sıkıntısı yaşadığında, kendini kontrol sıkıntısı da yaşar ve bu da agresif dürtü ve davranışın sahne alması için bir kapı açar. Eğer bu araştırma sonuçları doğruysa kendimizi kontrol konusunda, farkında olduğumuzdan çok daha fazla tehlike sınırındayız.
Bu çalışmanın ardından gelecek sonuçları takip edecek şekilde kan şekeri ve fast-food yüklü beslenme düzeni arasında bir araştırma yapılmasını çok isterim. Glikoza bağlı saldırganlığın sadece ne kadar çok ya da ne kadar az yemek yediğimizle ilgili olmadığı, yediğimiz yemeklere de bağlı olduğu konusunda şüphelerim mevcut. Bu sadece bir önsezi, ama her gün sürekli kan şekeri seviyemizi en üst seviyeye çıkaracak yiyeceklerle beslenmenin de eşlerle (ve diğer insanlarla) olan tartışmaları tetikleme nedeni olabilir.
Uzman Diyetisyen Orçun Kürüm
* Bu makale anlatılanlar sadece bilgilendirme amaçlı olup, herhangi bir şekilde tıbbi öneri verme veya herhangi bir hekim/hasta sağlama amacı ile oluşturulmamıştır. Kişiden kişiye farklılar gösterebilir.